Haziran 10, 2010

bir simit sarayında

Göz düşmüştü,
kalkamaz artık!
Öylece,
numaradan 'uyuyorsun'
45 derece,
her yer soğuk.
Üstünden attığın
tek kişilik yorganı,
dizlerimin arasına topluyorum.
Sesler geliyor,
duvarları kazıyan tırnaklarım;
Hayır değil!
Hepsi,
rutubet çatlaması dökülen boyalar!
Genede kazıyorum duvarı.
Yan yastık,
arası duvar.
Pilavla kurufasülye kadar.
Nafile,
naftalin beyazı kadar.
Farklı evren,
paralel varlık.
Yarı aydınlık,
evresi tam uyanık.
Yapay rüyaların meteoru,
yersiz gökyüzüne düşüyor!
Çocuk gibi,
zamansız demişken;
Çarpım tablosunu tam öğrenemedim
-hiç.
Genede;
Duvarları fayanslarla çarptım,
-Belki çıktı ki susuz havuzdan beter.
Çarşafın,
çamaşır suyu kokmasıda etken
-olabilir.
Gayep sesler kadar,
kayıp.
Ya ortalık
Ya nemli.
Gece merdiven dayanak gündüze.
Bugün üç
Dünden önce ki gün
bir yaşındaydın.
Gittikçe,
uzaklaştıkça büyüyen
bir ses
bir sen var!
Benden öte.