Mayıs 29, 2011

zi-yan

tadı kaçmış,
rengi solmuş,
olgunlaşmamış sivilceye benzer bir acı çeken
aşk şiirleri; yazmayacağım.
imkansızlara,
platoniklere,
anasonlara,
dumanlara;
dokunmayacağım bile.
yeterince gravür kustum zannediyorum ki.
tezahürata gerek yok
yaklaşık olarak terk ediyorum seni.
şimdi başa dönüyor suret,
telaşsız.
artık yazmamışsa parmaklar;
çok samimiyimdir.
ve sen eğer ithaf bekliyorsan;
Paul Verlaine şiiri bıraktı,
dans ediyor.
Biliyor musun o şiiri?
Şiir içindeki şiiri.
Dans edelim gel.

Mayıs 12, 2011

cin-net

2010 başı
mayıs ortası;
arasında gelişti.
beni tanıdığında,
yaşça küçüktüm.
küçük bi' yaş akineton yutmuştum.
ve bu halimle,
atonol besteydin karşımda.
oturuyordun,
bazen konuşuyordun.
konuşurken işlevi yüksek armoniler.
ilk; atom parçalar gibimiydim?
son;parazitloji uzmanlığımda.
sen uzmanlığına oturduğunda,
kruvaze bi' ceket kalmıştı üzerinde;
doksanlardan.
titriyordum karşında,
heycandan değil.
sigaramı yakıyordum karşında,
histerimden değil.
histeri olarak tanımlamak istemiyordum aslında.
psikonevroz daha enteldi.
benim hayatım;
yarının dokuzu
bugünün onuydu.
sen bana hiç gelmedin,
biz seninle hiç sevişmedik,
sen beni hiç dövmedin.
tekrar dönmedin.