Mayıs 14, 2010

Yetmez

Bak,
ben tabelalardan çıkan gün batımlarındayım
Kalın gövdeli ucuz yapraklı gündüzler
Pencereden görünen çıkışlar
Bata,çıka afalladı
Sönen sigarayı ağız yordamıyla,çakmaksız
Sadece sahil
iki de bir
dörtte sekiz zaman yok!
zaman,ıslaklar kuruyana kadar
Bak!
Gene yaz dönmüş minimal evime
Tahta tavan beton fayans,
üç duvar var bir de dolap
Boydan yere perdesiz camlar
iki göz uzanır yola.
Aşşağı 'düşürülen' soluğun.
Kaldırım kenarından süzülen tuzlu şaraplar,
seni bu gece en çoğundan görmem lazım!
Gündüzler hüzün,
varsın düzsün en azından dört diş sarımsak kadar ezilir.
Ziyansız kırıntılar,
gök delenler ekmişler içlerime.
Uçarda görmez yıldızları,en üst katında bir bildiri var
Sana anlatamadıklarımı yazımlayan,yayınlanmayan
Görünüşünü benimsedikten sonra,kaza yapan tır şöförlerine rastladım
Korkma,
zaten hepsi sağ!
Önsüzünde bağnaz düşünceler,
'ama' kamyon arkası daha eğlenceli.
Orda senin fotoğrafın varmıydı?
Kaybedilmiş insanların yakınları yok haber vermeye kalkma
bir ben!
bir sen!
en çoğundan bu kadar.
Definleri konusunda işkenceye baş vurma
en azınlığından bu kadar.
Anlam yoksa uydurursun,anlam yok
Belirsizliğin el verdiği kadar tutunuyoruz.
Hadi masal uydur,sesini severim bilirsin
Uyut yine beni
Uyumuş gibi de yaparım bilirsin
Olmazsa kağıt parçalarına davran,
gazeteye yeni bir ilan daha anarşist adam
Katıksız konsantreleri belirtin
yok olanlar tekin değil uçları kırılır son anda.
Yarıda kalan yarımlar her zaman elma olmasada
mazoşizm güzeldir,biliştir,geliştir,uyuştur.
Vitrin olmadığı kadar,zaman yok!
Meta yoksa veresiye,uçuşumuzu engelleme
Bırak çakılalım,zaptemek gereksiz karın kelebeklerini.